Umudu Yeşerten Öğretmenlerimize Mektup

Umudu Yeşerten Öğretmenlerimize Mektup

24.11.2023 60

Umudu yeşerten Öğretmenlerimize Mektup

 

     Ruhumda kocaman bir göçün başladığı şu anlarda, yağmur misali yağan kelimeleri birleştirip seni anlatmanın kifayetsizliği bana hüzün verirken ağzına doldurduğu su ile ateşe yürüyen bir karıncanın çabası kadar seni hissettirebilmenin heyecanı beni serinletiyor.

    Sadece sevmek, umut etmek, yeşertmek, mucizelere inanmak gayesi ile girişini bile bitiremeyeceğiz masalımız, unutulmak üzere bugün yine dillendirilse de asırlara meydan okuyan mucizelerimizin aya bıraktığı izleri görmek bizi nasıl da mutlu ediyor.

    Sevmek; onları beslemenin, açmanın, dokunmanın yegâne anahtarı.

    Umut etmek, onları var kılmanın gizli gücü.

    Yeşertmek; onları büyütmenin, biçim vermenin, renkli kılmanın çabası.

    Ve mucizelere inanmak, görünmeyeni görmenin yegâne payesi.

     Yüreğimizde büyük bir güneş varken nasıl da üşürdük. Karışırdı mevsimler birbirine. Anlamazdık ne giyineceğimize, nereye sığınacağımıza. Gidip gelirdik mevsimler arası boyutlarda. Ne rüzgâr yıkabilirdi bizi, ne yağmur ıslatabilirdi. Güvercin bakışlı umutlarımıza sığındığımızda… Hani, -sevgiyle büyüttüğümüz, yeşerttiğimiz, suladığımız rengârenk umutlarımıza-

     Birden güneş canlanırdı, çıkardı tepemize. Hükmederdi tüm mevsimlere. Bilirdik, güneş hiç ihanet etmezdi azığımıza, emeğimize. Ve sonrası; yüreklerde zaferin gözyaşı, tenlerde ısı, ayaklarda güç ve direnç… Alırdık okyanus bakışlı umutlarımızın mavisini, teninin rengini, utangaçlığının kırmızılığını, yaşamak istediği yerin yeşilliğini… Gökkuşağı oluştururduk alımlı ve heybetli. Gayemiz altında geçmek değildi. Gayemiz üzerine oturup ayaklarımızı öne ve arkaya sallayarak mucizelerimizi keyifle izlemekti.

   Biliyorum seni ne kadar çok anlatamayacağımı. Kelimeler, zihnimde bir bir kaçışırken yakalayabildiklerimle bu kadar. Aslında seni kelimelere hapsetmek de başka bir gariplik. Sanırım sana bir yer bulmalıyım. O da yüreğim. Seni orada kıymetin ölçüsünde, pazarlıksız, hesapsız, hayret ve hayranlıkla sevebilirim.

   Ve mucizelerin…

  - Hani,

-Hatırlıyor musun?

-Kelebekleri…

 -  Mavi kelebekleri.

    - Bosna’nın katil sürülerinin tarihe kazdıkları kara kuyuların şahidi: Yer tamlayıcısı Mavi Kelebekler…

Üzülme!

Mucizelerin mavi kelebekler misali…

Kokunun yolunda,

Hep yanında,

Yüreğinin tam ortasında…

 Değerli Öğretmenlerimiz gününüz kutlu olsun…

 

Vesselam…

 

 

                                                                 Ayhan MERAÇ